Re: [MD-sorular] Re: MD-sorular Toplu Mesajý, Sayý 29, Konu 22

Ali İlik aliilik at gmail.com
7 Haz 2007 Per 00:09:50 EEST


 Deden gibi bir çok genç beyin var köylerde.

O yazdığım mesajda köy bir semboldü. Eğitimin yeterli olarak gitmediği
mekanları temsilen bir örnek...

Buna gecekonduları falan da dahil edebiliriz.

Cezaevlerindeki mahkumlar da MD ile tanışmalı. Kimbilir bir katil MD
okuyarak matematiğin büyüsüne kapılacak ve afla çıkar çıkmaz birini daha
vurup, vurduğu kişiyi ve kendini mahfetmeyecek! Yola gelecek...

Gecekondulara ulaşmalı MD.

Zengin çocuklarından ümidi kestim!!!

Kendi bölümümdeki arkadaşlarımdan MD alan çok var, almayan çok çok çok çok
daha var. Bu arkadaşlarım standda yanıma gelip "Ahaha matematik dergisi mi
buuuuğğğ? Güzelmişşşş..." deyip es geçip akşama 5 YTL'ye bira içmeye
gidince, MD hakkında bilgilendirici nitelikte bir tanıtım toplantısı yapmak
için şehrin en büyük kültür merkezinin en üst düzey yetkilisi "Nabalım kar
amacı gütmüyorsa? Bedava tanıtım yok! İl Belediye Meclisi'nin kesin kararı
var! Yasak! Geceliği 700 YTL" deyince, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı'ndan
makamında "Valla liselerde kitap dergi tanıtımı yasak. Tamam anladım gördüm
derginizde yazı da varmış Milli Eğitim Bakanlığı'nın liselere önerisine
dair. Çok güzel bir uğraş ama bunu liselerde tanıtamazsınız çünkü yassssak!"
laflarını duyunca, dergi almak isteyen bir lisenin matematik zümre
başkanının -toplu olduğu için bir miktar indirim yapmama rağmen- "Biraz daha
indirip yap ama bak yabancı değiliz ;)" şeklindeki sanki koyun alır gibi
ısrarlı şekilde pazarlık tekliflerine mağruz kalınca, daha bazı burada
anlatamayacağım onlarca dumur durumdan sonra, köylere, gecekondulara, deprem
bölgesinde yaşayan liseli öğrencilere yönelmenin daha doğru olacağını
anladım.

Kentin göbeğindeki bir lisede okuyan, evinde internet olan, bir takım
lüksleri ve o lükslerin zevkleri arasında boğulan ve artık matematik diye
bir şeyi sevmesi hiç de kolay olmayacak bir liseli öğrenciye MD'den
bahsetmektense -ki ona da bahsetmeli...- gidip köyde, çiçeğin, börtü
böceğin, taşın, tozun-toprağın içerisinde yaşayan, kentin manüplatif sözde
mutluluklarının paronoyasında beynini postmodernizmin yalancı dünyasının
kemirgenlerine henüz kaptırmamış birini MD ile, matematikle tanıştırmayı
tercih ederim.

Bu dönem derslerime çok çalıştım. Belki de hiç olmadığı kadar çalıştım. Ama
sınavlarıma hiç çalışmadım! Bu döneme kadar zayıfım yoktu 3 dönemdir. Ama bu
dönem dif denk 2 den kesin kaldım. Dersi tamamen anladım. Notlarım tam. Çok
büyük kısmını kendim tuttum. El emeğim göz nurum. Bir kere 6 gün yatalaktım,
kronik bademciklerim şişer sende bir kaç kez, gidemedim okula, birinden
istedim notu. Sorsa biri, anlatamayacağım teorem yok. Ama ne teoremleri
ezberledim, ne de başka birşeyi. Sadece anladım. Sadece... İstesem geçerdim.
Kasıtlı olarak geçmek istemedim. İsyanımdan geçmek istemedim. Belki bir iki
dersten daha kalabilirim. Ve not için değil anlamak için okumama rağmen,
okulu bitirmek için kalabileceğim dersler olursa onlardan geçmeliyim ama
önümüzdeki seneye bırakırsam çakışan dersim olur, o yüzden bu yaz kendi
okulumdaki yaz okulunda o dersleri almayı düşünüyorum. Sırf bu yüzden 1 yıl
boyunca iple çektiğim TMD Yaz Okulu'na başvuramama riskim var kendi adıma.
Bütün bunları neden anlattığımı söylememe az kaldı. Buraya kadar okuyan
bundan sonrasını da okur... TMD 2007 Yaz Okulu'na başvurup, eğer ki kabul
almam halinde, daha dolu dolu gideyim diye üstten soyut cebir dersi aldım.
DD-DC ile geçerim belki.  2.vizem 30. ilk vizemi bilmiyorum. Finalde akıl
almayacak hatalar yaptım o da 30 gibi birşey gelebilir. Şimdi bu derste
şakır şakır konuşup yorumlar yapıyordum. Tenefüslerde etrafımda insanlar
bana soru soruyorlardı. Bazen yemek yiyemiyordum, tuvalete gidemediğimi
bilirim. Bana "Aşmışssın abi sen!" diyorlardı. Diyordum ki "Ne aşması!?? Ben
çoooook az şey biliyorum. Ben aştıysam, md-sorular list de yazan arkadaşlar
peygamber olmalı. Zira onların yazdıklarını anlamıyorum." Soyut cebirde Naci
Hoca'nın anlattıklarının hepsini anladım. Derinlemesine anladım. Ama vakit
ayırmadım sınav için. Sınav için ölsem çalışmam. Şükür ki ne kadar az şey
bildiğimi azıcık biliyordum yine de. (Ne kadar bilmediğimi tam olarak
bilebilmem için her şeyi bilmem gerekir ki bu mümkün değil. ) Sadece bazı
yorumlarım onları heyecanlandırıyordu, o kadar. Ama bana aşmışsın diyen biri
sınavdan 90 alıyor ben 30 alıyorsam, burada bir yanlış var. Yanlışın adı
sınav. Ev ödevi ver, en zor ev ödevini ver. Ve sonuca göre değil çabaya
göre, uğraşa göre değerlendir. Bunu Hocam da biliyor ama öğrenci sayısı çok,
öğretim elemanı az. Vs.. Bizim okulda şu an için olacak iş değil. O yüzden
olabildiğince ayak uydurmaya çalışıyorum ama bu dönem patladım. Seneye asla
böyle bir şey olmaz.. Akıllandım biraz.

Eskiden matematikte bir şey sanırdım kendimi. Bu listeye ve MD ailemize çok
teşekkür ederim ki bana ne kadar az şey bildiğimi öğretti. Ama yine de çoğu
gencin zaman zaman hayıflandığı gibi "Biri gelip de beni keşfetse" diyordum
bir zamanlar. Ancak son zamanlarda anladım bu ülkede keşfedilmeyi beklemenin
hata olduğunu. Kendin öğreneceksin, ve bir şey yapabiliyorsan yapacaksın.
Yani, yerinde saymayacaksın.

İşte... [ Yukarıdakileri heyecandan söylemedim. Parantez kapandıktan sonra
söyleyeceğime aşamalı olarak gelmek istedim ama çoğu zamanki gibi uzattım.
Affedin lütfen. Hem "Ben" kelimesini kullanmamayı öğrendiğimi sanıyordum ve
uzun zamandır dikkat ediyordum kullanmamaya/mümkün olduğunca az
kullanmaya ama bu yazıda ortalamamı geçtim galiba. Ona da özür. Uyku
gözlerimden akıyor. Bu maili gönderir göndermez uyuyacağım. Yarın 11.00'de
metrik vizem var. ] İşte... Benim gibi isyanları sisteme, ülke yönetimine,
eğitim sistemine olan, psikolojik iç dünyasında her an bir bunalım
geçiren bireyleri yetiştiren bir toplum mu istersiniz, yoksa isyanları nasıl
daha iyi matematik teoremi kanıtlanır, vb gibi daha "elle tutulur"
konulardan bahseden, psikolojisi göçmemiş bireyleri olan toplum mu
istersiniz? Yani eğitim kalitesi yüksek bir toplum.. Sorunları az... Eğitim
sitemi oturmuş... Bireyleri eğitim sistemini iyileştirmeye çalışmıyor
-eğitim sitemi zaten çok iyi-.. vb toplum mu?

O ZAMAN ÇARE, GENÇ BEYİNLERİ KEŞFETMEK. ÜLKENİN HER YERİNE MATEMATİĞİ
GÖTÜRMEK.

Ali Nesin'den çok korkuyorum. Cidden çok korkuyorum (Bu kesinlikle şaka
değil, olamaz da): acaba yazdıklarıma kızar mı, diye her mailimde içimde bir
korku oluyor...

Bari, yine sakat bir mail yazıp gemileri yaktım. Alttaki şiirimi de
ekleyeyim: (Uyarı: Belirli bir yaştan, mesela 13 yaşından, küçükler
için -varsa sitede: olur ya- sakıncalı olabilir içerdiği bir kelime
yüzünden) Ama endişelenen olursa -olur ya- korkulacak bir şey yok. Sağlamım.
İki sigara tüttürüp, uyuyacağım mışıl mışıl:)))

Sevgi ve Saygılarımla

P.S: Ahmet Sonkur, uzun zamandır ortada yoktun, galiba tek bana yazacaktın
maili, siteye yolladın ve gaza getirdin yine. Matematik hakkında
yazmıyordum: matematik sorularını çözmeye çalışıyordum bir kaç maildir, yine
dayanamadım. Yarın öğlenden sonra okuldan mailimi çek edeceğim. Ali Nesin
Hoca'dan -ya da başkasından...- bir fırça gelirse üzülürüm/kendime
kızarım ve senden hesabını sorarım:))



Matematik ve İntihar

Matematik güzel de
bir de, bazen, şiirleri öldürmese
ara sıra kendinden nefret ettirip
edebiyat propagandasına yeltense

Matematik, ara sıra intihar etse!
Yani, bazı intiharları engellese!

            31.05.2007, 03.12, Bursa.


Ali



> 06.06.2007 tarihinde ahmet sonkur <asonkur at yahoo.com > yazmış:
> >
> > selamun aleykum ali kardeş vallahi bu fikir benimde kafama çok
> > yattı...niyeyse köylü kesimi çoğu cahil sanıyor amma tanımıyorlar...benim
> > dedem mesela...bir kere babaanneme ''çapsız çapsız konuşma ulan git şo
> > tanaları sağ işine bak'' diye kızdığında bende sormuştum dede çap ney
> > diye...dedem;yavrum bir dairenin etrafındaki birbirine en uzak iki nokta
> > arasındaki mesafedir amma genellikle matematiksel hesaplamalarda özellikle
> > yarıçap işi görür onun sebebiyse pi denilen merete ulaşmaktırki oda ancak
> > dairenin çevresini yarıçapa bölmekle ortaya çıkar demişti...e daha dört
> > yaşındaydım bu seferde dede pi nedir dediğimdeyse dedem;yavrum ne sen gir o
> > konuya nede ben anlatayım vallahi ömür törpüsüdür amerikalı kefereler
> > bilgisayar ortamında virgülden sonra ikimilyonuncu haneye kadar gittilerde
> > hala takla attıramadılar şu merete mubarek sonsuza doğru almış başını
> > gidiyor aman sende çoğu matematikçi gibi 22/7 kabul et gitsin vallahi çok
> > rahat edersin ben öyle yapıyorum kafam rahat çok şükür demişti...dedem bir
> > alemdi yahu...bir keresinde kahvehanede hasan amca dedeme mahsul nasıl emmi
> > eyimi dediğinde tüm okey ve kağıt oynayan ahali dehşetle dedemin yüzüne
> > eyvah dercesine bakmaya başlamışlardı dedem ''çok şükür yeğenim idare
> > eder''dediğinde ahali derin bir ohh çekmişti...sonra;ulan dallama bozsana
> > gayrı şu eli herif üç eldir taşlıyor birazdan vallahi okeyi kafamıza
> > çarpacaklar...ulan sendende var bre ahmak sende iki eldir adama seri
> > ortasını kaptırıyorsun önce kendi kapının önünü süpür...muhabbet o
> > biçim...dedem dayanamadı...lakin...dediği anda...tüm kahvehane ahalisi allah
> > diyerek kapıdan peceden kendilerini dışarı atmaya başladılar kahvehane
> > birden boşalıverdi...hasan amcada zaten üç dakika dayanabildi dedeme mubarek
> > sanki mahsulün durumunu değilde diferansiyel geometri dersi
> > veriyor...tarlanın güneş ışınlarını daha iyi alabilmesi için eğimin ne
> > olmasından tutta hırsız süloyu çağla çalarken kovaladığında hırsız sülonun
> > kaçarken oluşturduğu sirkülasyonun mahsüle etkisine kadar...hele yağan
> > yağmurun tarlaya kaç derece açıyla gelirse mahsül daha iyi olur muhabbetine
> > bir daldıki...bekle sen gayrı çıkar...dedem bir alemdi yahu...onu bir
> > köyümüzün cbaşkanı deli bekir anlardı zaten...akıl kayasında bir çay
> > demlerler sabaha kadar küresel sermaye akışının klasik sektörel alandaki
> > asimetrik etkilerinden falan söz ederlerdi...hatta bir zamanda çinin
> > ortadoğudaki hammadde politikalarını tamamlayabilmesi sonra doların otuz yıl
> > sonra yenin karşısındaki short pozisyonlarını tartışmışlardıki dinlemenizi
> > çok isterdim...kaçırdın ali kardeş...dedem...bir alemdi yahu...felsefe
> > matematik fizik kimya...gel vatandaş gel...batan geminin malları
> > bunlar...bakmayın ispanyol piçlerinin ve avrupalı yamyamların
> > kütüphanelerimizden yüzbişnlerce cilt astronomi matematik
> > tıp...konularındaki kitaplarını kaçırarak aydınlanma devrimini
> > gerçekleştirdiklerine...onlar hırsız...kaynaksa bizim içimizde...bu durum
> > liseye gelen felsefeciyi çok düşündürmüştü bir münazarada güya dedemi alt
> > edecek ahmak...dedeme;yahu amca vallahi yıllardır aristo sokrates kant
> > platon eflatun okurum lakin senin sözlerinden birşey anlamıyorum
> > demişti...dedem;kuzum peki söyle sokratisi kaç gram baldıran zehiriyle infaz
> > ettiler?ölmeden önce ayakta zehir daha iyi dağılsında bir an evvel gebereyim
> > diye kaç tur atmıştı?diye sorduğunda...bizim feylesof o biçim...dedemden
> > altın vuruş;kuzum bizde severiz eflatunu...laflarımız bunun için biraz mor
> > ötesidir...bizim köyede bekleriz...  ;)
>
>
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20070607/b964542e/attachment.htm 


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi