[MD-sorular] ÜZÜNTÜMDÜR

Ali Nesin nesin at bilgi.edu.tr
28 Ara 2008 Paz 14:41:16 EET


Serzenisinizde pek hakli degilsiniz.

“Vah benim universitem, vah benim prof’larim” sonucunuz dogru ama gerekceniz
yanlis.

 

Akademisyenin asli gorevleri arasinda kitap cevirmek yoktur. Hatta kendi
dilinde ya da yabanci bir dilde kitap yazmak bile yoktur bu asli gorevler
arasinda.

Akademisyenin yapmak zorunda oldugu iki sey vardir: Arastirma yapmak/makale
yazmak ve egitim vermek/ogrenci yetistirmek.

Bu ikisi disinda yaptigi her sey “ekstra”dan sayilmali.

Hatta kitap cevirmek akademisyeni arastirmasindan alikoydugundan dolayi,
cogunlukla arastirma yapamayanlar (yani asli gorevlerini yapamayanlar) kitap
cevirirler ya da (benim yaptigim gibi) herkesin anlayacagi populer yazilar
ve ders kitaplari yazarlar.

 

Ote yandan hem arastirma yapmayip hem de hicbir toplumsal islevi olmayan
akademisyenler de var. Elestiriniz bu yonde olsaydi size hak verirdim.

 

Prof’lar calismiyorlar diye serzeniste bulunacaginiza neden siz calisip da
Ingilizce ogrenmiyorsunuz? Ve sonra da gerekli gordugunuz eserleri Turkceye
cevirmiyorsunuz? Ingilizce bilmeden ilim bilim yapilamaz.

 

A.

 

 

  _____  

From: md-sorular-bounces at matematikdunyasi.org
[mailto:md-sorular-bounces at matematikdunyasi.org] On Behalf Of dede
Sent: Sunday, December 28, 2008 1:01 PM
To: md-sorular at matematikdunyasi.org
Subject: [MD-sorular] ÜZÜNTÜMDÜR

 

Değerli Site Üyeleri;

Lütfen hiç kimse bu e-iletimi ;

Yanlış anlamasın,yanlışa yorumlamasın;

Kırılmasın,gücenmesin!

Bu bir dertleşmedir,

Bir iç boşaltmadır,

Belki bir “durum saptamasıdır”,

Belki de bir “gerçeğe ayna tutmadır ”; kim bilir bazılarınca da bir
“hezeyandır”,

Benim içinse:Yakıp kavuran bir “hararetin” biraz “paylaşılması/söndürülmesi”
dır!

Bu yazının amacı KIRMAK, İNCİTMEK değildir! Olsa olsa;

Son durumda: Aydınlığa/Karanlığa/Boşluğa karşı “cılız” bir
sestir,feryattır,çağrıdır!

Bir süre önce bu site üyelerinden;”ELİPTİK EĞRİLER VE MODÜLER FORMLAR” la
ilgili TÜRKÇE bir kitabın olup/olmadığına varsa isminin bildirilmesini rica
etmiştim.

O site üyeleri ki: Hiçbir bilgilerini gizlemezler; bilgi TUTKUNU’ durlar!
Severler PAYLAŞMAYI…

Ama benim sorumda:SESSİZLİK! Bekledim, sabırla: Bir ses, bir nefes, bir
ümit. .Belki…

Aradan uzun bir süre geçti: Hiçbir üyeden yanıt gelmedi! Nasıl gelsin ki!

Olmayan bir şeye nasıl “VAR” denilsin ki,

Anladım ki böyle bir kitap YOK! YOK! YOK!

Bu hal beni hayli üzdü,

Yaraladı;

Beni,yakıcı bir “hararetin” içine attı,

Bu yazı “bu ateş içinde” yazıldı! Ama;

Yazı, sitenin “genel çizgisine” uymuyordu; gönderilmesine “zor” karar
verildi,

“Yayınlamazlarsa en azından ‘yönetici okuyacak ya’,  YETER, diye düşündüm,

‘Derdimi bir kişi ile ‘PAYLAŞACAĞIM YA’ dedim…Ve gönderdim işte…

Hani bazı olumsuzlukları “bilir”, ”görür”, ”hissederdim” de;

Bu kadarını düşünmez ve beklemezdim:

Hani ülkemin “bu kadar üniversitesi”, her üniversitenin “şu kadar matematik
bölümü” vardı?

Hani  “bu kadar üniversitenin şu kadar matematik bölümünün; şu kadar Doç’ u,
şu kadar Prof’ u, şu kadar İngilizce, Almanca, Fransızca, kim bilir belki de
Rusça, Japonca, Çince bileni” vardı?

Bunların ilk görevi; mevcut ve üretilen tüm matematik bilimini öncelikle
Türkçe olarak, ülkemize aktarmak değ ilmiydi?

Daha sonra “eğitim ve öğretim” olmayacak mıydı?

Hadi bir konunun anlaşılıp kitabının yazılması “CİDDİ İNSANLARIN İŞİDİR!”;
bunu görmeyelim/geçelim:

Bari yazılmış “ciddi,doyurucu” bir kitabı da Türkçe’ye “çeviremezler miydi”?

Artık inandım ki:

Manifold’lar içinde; 

Sicimler Kuramı için de;

Riemann Geometrisi için de;

Bolyai-Lobaçevsky Geometrisi için de…

…Ve daha benim bilmediğim diğer bir çok ileri matematik konuları için de;

TÜRKÇE bir kitap arasam,sorsam; alacağım yanıt: Kocaman bir “YOK!” olacak!

Aklıma her geldikçe:KAHROLUYORUM:

Bir büyük insan:ATATÜRK!

57 yıllık ömre akıl almaz işleri sığdırmış; bizim için!

4000’ yakın kitabı anlayarak, çizerek okumuş, bir imparatorluk kalıntısından
ÇAĞDAŞ bir ülke kurmuş!

Yetmemiş; kitaplar yazmış, biriside Türkçe Geometri kitabı; terimleri
Türkçeleştirmiş.

 “Hayatta en hakiki yol göterici İLİMDİR, FENDİR” demiş,

Bizlere “çağdaş uygarlığın üstüne çıkma” hedefini göstermiş;

UTANALIM,tembelliğimizden!

Utanalım, bu halimizden!

Kendimizden; UTANALIM! Ve başımızı eğip DÜŞÜNELİM:

“Onlar”; bırakın yeni ürettiklerini; Euclides’i, Archimedes’i, Pythagoras’ı,
Euler’i, Gauss’u, Laplace’ı, Hilbert’i, Vinagradov’u ve daha binlerce büyük
matematikçisinin orijinal eserlerini (çoğu Yunanca/Latince’ yazılmıştır)
kendi ana dillerinde okurken;

Benim geçmişten gelen hiçbir orijinal kaynağımın olmadığı bir yana, 20 yy.
de üretilen matematiği dahi ana dilimde öğrenemezken;

Bizler, “Onlar” la nasıl yarışacağız!

Nasıl “evrensel bilime katkı“ yapacağız?

Bu durum sorumluk duyan her insanı “kahretmez” mi?

Bu hal insanı “yakmaz” mı?

Bu Sayın “Büyüklerimizin” ‘bir’ işleri, üretilen bilgileri TÜRKÇE’ ye
aktarmak değil demek:

Anlaşılan, onların “bilemediğim” daha önemli ‘bir’ işleri var!

Dayanın,uğraşın,çalışın: “benim” gibiler;

Bu konuları öğrenip/anlamak için, kendi kendinize zar-zor öğrendiğiniz
“Tarzan”

İngilizce’nizle:

Kocaman sözlüklerle  “boğuşun”;

Deyimlerle, edebi cümlelerle “ dövüşün”,

Devamlı “dablyu dablyu dablyu ……… com/org/edu”  tıklayın!

Geceler “zalim dostunuz” olsun…

Gözleriniz kan çanağına,beyniniz çorbaya dönsün…İŞTE:

 “Storage”; “depolama” mı,yoksa “hafıza,bellek” mi? Peki
“Memory”,”Accumulator” Ne?

“Rationale” nedir? ”Aklın içinde” mi,”mantıklı olma” mı,”Oranlı sayı” mı? Ya
“Continuum”? 

“Irrationale” kelimesine acaba “akıl dışı” mı yoksa “ oransız” anlamı mı
uygun düşer di?

“Transcendantale” ,başka bir bela! ”aşkın sayı” mı, yoksa “akıl
üstü,kavranılamaz“ anlamı mı iyi diye; gecelerinizi,uykunuzu zehir ediniz.

Matematik anlamını çözemediğiniz “edebi” cümleler; sizi mahvetsin,huzurunuz
kaçsın!

“Bu adam burada ne demek istiyor”  benzeri cümleleri devamlı
“sayıklayın”...yıllarca: Sonra? 

Öncelikle ilk işin “yaşamak için mideni doldurmak” olacak da…

Sadece matematik biliminde 3000 den fazla dalda: Bu savaşı yapacaksın,
konuyu anlayacaksın, boşlukları göreceksin de…

Sabrın, sağlığın, ömrün yetecek de…

Sadece bir “dalda” üretilmiş mevcut matematik “bilgiyi, yapıyı”
hazmedeceksin de…

Milyarda bir olasılıkla sizlerde bu yapıya belki bir “hıbar (taş duvar
yapımında ki en küçük taş)” koyacaksınız!

Geldik mi Nasrettin Hocaya: Ölme eşeğim, ölme; yaz gelsin sana ot vereceğim!

Vah benim Köse Sakalım!

Vah benim “Üniversitelerim”!

Vah benim “Ülkem”!

Bu nasıl bir haldir?

Bu “evrensel bilim üretme” yarışında olacak iş midir?

Daha “üretilmiş bilgileri” aktarmayı beceremiyoruz, yap(a)mıyoruz;

Nasıl evrensel bilgiyi üretebileceğiz? NASIL?  NASIL?  NASIL?

Matematikte olan bu durumun diğer pozitif bilimlerde de “olabileceği” aklıma
her geldikçe…

Sıkmamak için yazmadığım diğer hususları gördükçe…düşündükçe… kendi kendime:

Bu dünya bunu yutmaz; bu topraklarda yediğimiz içtiğimiz,ama boşuna
geçirdiğimiz nice yılların,bir gün hesabını çok kötü bir şekilde bizlere
SORAR!.Hele de:

Bu coğrafya bunu hiç affetmez, yine bir gün ilkönce o ”hesabı sorar”, hem de
çok acılı; 

Çaresizce:Yazık! diyorum,

Hiçbir şey yapamıyorsak dahi; geçtim diğer toprakların hakkını vermeyi…

Bari bu “yaşadığımız toprağın bizi BESLEME hakkının” karşılığını verelim:

Çalışalım,üretelim..Yılmadan,bıkmadan….

YOKSA, VAR OLAMAYIZ!

YAŞATMAZLAR BİZİ BU TOPRAKLARDA!

Yazık olur yazık;

Hem de çoook YAZIK!

 

A.Kadir Değirmencioğlu

-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20081228/984bf488/attachment.htm 


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi