[MD-sorular] ÜZÜNTÜMDÜR

barkin unuulu pako06 at yahoo.com
29 Ara 2008 Pzt 09:59:33 EET






________________________________
From: barkin unuulu <pako06 at yahoo.com>
To: E. Mehmet Kıral <luzumi at gmail.com>
Sent: Monday, December 29, 2008 9:58:34 AM
Subject: Re: [MD-sorular] ÃœZÃœNTÃœMDÃœR


Ben akademisyen değilim. sadece 4 yıllık matematik eğitiminden sonra farklı dallara kaymış bir insanım, o yüzden modüler fonksiyonlar ve elliptik eğrileri ve de diğer seviye sayılabilecek olan (benim için) matematik alanları için herhangi bir yorum yapamayacağım.
Ancak kitap yazma, çevirme vb. gibi konularda sanırsam bir iki lakırda da ben söyleyebilirim.
Şimdi Ali Hoca doğru der akademisyenin görevi kitap yazmak değildir diye. Ancak, bir ülkede kültürün gelişmesi, ve de o kültürün yaşatılması için birilerinin bir şekilde elini bazı işlere sokması gerekmez mi?
Şimdi bilmiyorum Diferansiyel Geometri dersi hangi anabilim dalının altındadır, ancak benim okuduğum yıllarda bu dersin notları ile yürütülürdü ders işleyişi. Şu anda eminin vardır, ancak o zamanlar yoktu.
Evet bu kitapları yazmak, bastırmak külfet olabilir, doğrudur da, ancak bu da bizim kültürümüzün çok aşina olduğu hemen işin kolayına kaçıp kaçmak değil midir?
Bırakın akademik kitapları, normal olarak basılan kitapların bile çok zor satıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Sanırsam Türkiye'de kitap okuma oranı 10.000'de bir olsa gerek. (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90672) Doğal olarak denilebilir ki gündelik kitapların satıldığı bir ülkede,akademik kitap yazmanın ne kadar bir önemi olabilir? Tabi bu da denilebilir neden söylenmesin? Ancak bun gerçekleştirecek olan kişiler (bilimsel kitap yayınlama) gene akademisyenler değil midirler? Neden dünyanın ileri gelen ülkelerinde her bilim dalı altında binlerce kitap basılıyorda Türkiye'de neden basılmıyor?
Tek neden para mıdır? Sözüm Meclis'ten dışarıdır, ancak sanırsam akademisyen dünyası içerisinde de (bu sitede yer alan hiç bir insanı rencide etmek için falan söylememekteyimdir) kitap yayımlama ya da yazma konusunda da çıkarsal tutumlar var olsa gerek...
Neyse uzatmanın pek de bir anlamı olduğunu düşünmüyorum, ancak kültürün yerleşmesi o kültüre sahip olan kişilerin topluma emek vermesiyle olur....
Yoksa ne olur sonrası, orası meçhuldur...
Saygılarımla....




________________________________
From: E. Mehmet Kıral <luzumi at gmail.com>
To: Mehmet Kaysi <mkaysi at gmail.com>
Cc: dede <dede_47 at mynet.com>; md-sorular at matematikdunyasi.org
Sent: Sunday, December 28, 2008 2:43:41 PM
Subject: Re: [MD-sorular] ÃœZÃœNTÃœMDÃœR

Modüler fonksiyonlar ve elliptik eğrileri öğrenmek isteyen kişi sayısı Türkiyede 100 kadardır. En fazla 200 olsun. Bunu üniversitemde bu konuları merak eden kişi sayısını türkiyedeki üniversite sayısıyla çarparak elde ettim. Herhangi bir kitabın baskısı en az 1000 olarak yapılıyor. Üstelik 200 kişinin okuyacağı bir kitabı yazmak/çevirmek çoğu insana külfet gibi gözüküyorsa onlara hak vermek gerekir. Çok büyük emek istiyor bu tip işler. Hele bir de bu 200 kişinin pekçoğunun İngilizce bildiği düşünülünce.

Ancak dediğiniz kadar ileri olmayan temel cebir, analiz gibi konuların müşterisi çok daha fazla olur. Bu konularda kitap yazmak karşılıksız kalmaz. Kalmıyor da! Matematik Dünyası tam da bu ihtiyacı karşılıyor. Temel analiz ele alınıyor şu anda. Bunlar daha sonra kitap haline de getirilecek. Kümeler kuramı bildiğiniz üzere getirildi bile.


2008/12/28 Mehmet Kaysi <mkaysi at gmail.com>

Merhaba,

- Evrensel bilgiyi ürettik diyelim yayınlamak için İngilizce lazım, hem rezil olmamak için iyi ingilizce lazım :)

- O kadar bilginin Türkçe'ye çevrilmesindense, insanların ingilizce öğrenmesi daha kolay. Hem matematik İngilizcesi kolaydır, matematiğin özelliğinden olsa gerek (hatta lisedeyken 0 Rusça ile çoğu sorunun çözümünü anlayabiliyorduk)

-Akademisyenlerin, kitap çevirmey vakit harcamaları mantıklı gelmiyor, birşey bulmak-üretmek daha önemli sanırım. Ancak boş vakti olursa hobi olarak, dinlenmek için belki yapabilir.
-Çok talep olsaydı bu işten ekmek kazananlar mutlaka el atardı bence. 

-Bir kavramın öğrenilmesi için yazılanı anlamak yetmiyor. Yazılanların tamamını anlasanız bile kafanızda tam oturamayabiliyor. Benim buna bulduğum en iyi çözüm ders aldığım arkadaşlarla o kavramı tartışmak. (Türkçe tartışıyoruz tabii :) )

-Diyelim ki bugüne kadar olan tüm yazılar Türkçe'ye çevrildi. Yarın biri, bir makale yayınlayınca ne yapacağız? Öğrenmek için başkasının çevirmesini mi bekleyeceğiz? Çin atasözü der ki "Bana bin balık vereceğine, bir balık tutmasını öğret." :)

-Benim öğrenmediğim İngilizce için neden insanlar onca emek versinler?

Umarım öğrenmeye çalıştığın konuları öğrenirsin.
İyi çalışmalar, 

NOT: Üzüntünüzün bir kısmını ben de paylaşıyorum. Başkaları için karşılık beklemeden iş yapan çok az kimse var. Bana lazım öyle birkaç insan (kendim için değil), potansiyel olmasına rağmen hareket yok.

Mehmet Kaysi
Accord Institute for Education Research


28 Aralık 2008 Pazar 13:00 tarihinde dede <dede_47 at mynet.com> yazdı:

DeÄŸerli Site Ãœyeleri;
Lütfen hiç kimse bu e-iletimi ;
Yanlış anlamasın,yanlışa yorumlamasın;
Kırılmasın,gücenmesin!
Bu bir dertleÅŸmedir,
Bir iç boşaltmadır,
Belki bir "durum saptamasıdır",
Belki de bir "gerçeğe ayna tutmadır "; kim bilir bazılarınca da bir "hezeyandır",
Benim içinse:Yakıp kavuran bir "hararetin" biraz "paylaşılması/söndürülmesi" dır!
Bu yazının amacı KIRMAK, İNCİTMEK değildir! Olsa olsa;
Son durumda: Aydınlığa/Karanlığa/Boşluğa karşı "cılız" bir sestir,feryattır,çağrıdır!
Bir süre önce bu site üyelerinden;"ELİPTİK EĞRİLER VE MODÜLER FORMLAR" la ilgili TÜRKÇE bir kitabın olup/olmadığına varsa isminin bildirilmesini rica etmiştim.
O site üyeleri ki: Hiçbir bilgilerini gizlemezler; bilgi TUTKUNU' durlar! Severler PAYLAŞMAYI…
Ama benim sorumda:SESSİZLİK! Bekledim, sabırla: Bir ses, bir nefes, bir ümit. .Belki…
Aradan uzun bir süre geçti: Hiçbir üyeden yanıt gelmedi! Nasıl gelsin ki!
Olmayan bir şeye nasıl "VAR" denilsin ki,
Anladım ki böyle bir kitap YOK! YOK! YOK!
Bu hal beni hayli üzdü,
Yaraladı;
Beni,yakıcı bir "hararetin" içine attı,
Bu yazı "bu ateş içinde" yazıldı! Ama;
Yazı, sitenin "genel çizgisine" uymuyordu; gönderilmesine "zor" karar verildi,
"Yayınlamazlarsa en azından 'yönetici okuyacak ya',  YETER, diye düşündüm,
'Derdimi bir kişi ile 'PAYLAŞACAĞIM YA' dedim…Ve gönderdim işte…
Hani bazı olumsuzlukları "bilir", "görür", "hissederdim" de;
Bu kadarını düşünmez ve beklemezdim:
Hani ülkemin "bu kadar üniversitesi", her üniversitenin "şu kadar matematik bölümü" vardı?
Hani  "bu kadar üniversitenin şu kadar matematik bölümünün; şu kadar Doç' u, şu kadar Prof' u, şu kadar İngilizce, Almanca, Fransızca, kim bilir belki de Rusça, Japonca, Çince bileni" vardı?
Bunların ilk görevi; mevcut ve üretilen tüm matematik bilimini öncelikle Türkçe olarak, ülkemize aktarmak değ ilmiydi?
Daha sonra "eğitim ve öğretim" olmayacak mıydı?
Hadi bir konunun anlaşılıp kitabının yazılması "CİDDİ İNSANLARIN İŞİDİR!"; bunu görmeyelim/geçelim:
Bari yazılmış "ciddi,doyurucu" bir kitabı da Türkçe'ye "çeviremezler miydi"?
Artık inandım ki:
Manifold'lar içinde; 
Sicimler Kuramı için de;
Riemann Geometrisi için de;
Bolyai-Lobaçevsky Geometrisi için de…
…Ve daha benim bilmediğim diğer bir çok ileri matematik konuları için de;
TÜRKÇE bir kitap arasam,sorsam; alacağım yanıt: Kocaman bir "YOK!" olacak!
Aklıma her geldikçe:KAHROLUYORUM:
Bir büyük insan:ATATÜRK!
57 yıllık ömre akıl almaz işleri sığdırmış; bizim için!
4000' yakın kitabı anlayarak, çizerek okumuş, bir imparatorluk kalıntısından ÇAĞDAŞ bir ülke kurmuş!
Yetmemiş; kitaplar yazmış, biriside Türkçe Geometri kitabı; terimleri Türkçeleştirmiş.
 "Hayatta en hakiki yol göterici İLİMDİR, FENDİR" demiş,
Bizlere "çağdaş uygarlığın üstüne çıkma" hedefini göstermiş;
UTANALIM,tembelliÄŸimizden!
Utanalım, bu halimizden!
Kendimizden; UTANALIM! Ve başımızı eğip DÜŞÜNELİM:
"Onlar"; bırakın yeni ürettiklerini; Euclides'i, Archimedes'i, Pythagoras'ı, Euler'i, Gauss'u, Laplace'ı, Hilbert'i, Vinagradov'u ve daha binlerce büyük matematikçisinin orijinal eserlerini (çoğu Yunanca/Latince' yazılmıştır) kendi ana dillerinde okurken;
Benim geçmişten gelen hiçbir orijinal kaynağımın olmadığı bir yana, 20 yy. de üretilen matematiği dahi ana dilimde öğrenemezken;
Bizler, "Onlar" la nasıl yarışacağız!
Nasıl "evrensel bilime katkı" yapacağız?
Bu durum sorumluk duyan her insanı "kahretmez" mi?
Bu hal insanı "yakmaz" mı?
Bu Sayın "Büyüklerimizin" 'bir' işleri, üretilen bilgileri TÜRKÇE' ye aktarmak değil demek:
Anlaşılan, onların "bilemediğim" daha önemli 'bir' işleri var!
Dayanın,uğraşın,çalışın: "benim" gibiler;
Bu konuları öğrenip/anlamak için, kendi kendinize zar-zor öğrendiğiniz "Tarzan"
Ä°ngilizce'nizle:
Kocaman sözlüklerle  "boğuşun";
Deyimlerle, edebi cümlelerle " dövüşün",
Devamlı "dablyu dablyu dablyu ……… com/org/edu"  tıklayın!
Geceler "zalim dostunuz" olsun…
Gözleriniz kan çanağına,beyniniz çorbaya dönsün…İŞTE:
 "Storage"; "depolama" mı,yoksa "hafıza,bellek" mi? Peki  "Memory","Accumulator" Ne?
"Rationale" nedir? "Aklın içinde" mi,"mantıklı olma" mı,"Oranlı sayı" mı? Ya "Continuum"? 
"Irrationale" kelimesine acaba "akıl dışı" mı yoksa " oransız" anlamı mı uygun düşer di?
"Transcendantale" ,başka bir bela! "aşkın sayı" mı, yoksa "akıl üstü,kavranılamaz" anlamı mı iyi diye; gecelerinizi,uykunuzu zehir ediniz.
Matematik anlamını çözemediğiniz "edebi" cümleler; sizi mahvetsin,huzurunuz kaçsın!
"Bu adam burada ne demek istiyor"  benzeri cümleleri devamlı "sayıklayın"...yıllarca: Sonra? 
Öncelikle ilk işin "yaşamak için mideni doldurmak" olacak da…
Sadece matematik biliminde 3000 den fazla dalda: Bu savaşı yapacaksın, konuyu anlayacaksın, boşlukları göreceksin de…
Sabrın, sağlığın, ömrün yetecek de…
Sadece bir "dalda" üretilmiş mevcut matematik "bilgiyi, yapıyı" hazmedeceksin de…
Milyarda bir olasılıkla sizlerde bu yapıya belki bir "hıbar (taş duvar yapımında ki en küçük taş)" koyacaksınız!
Geldik mi Nasrettin Hocaya: Ölme eşeğim, ölme; yaz gelsin sana ot vereceğim!
Vah benim Köse Sakalım!
Vah benim "Ãœniversitelerim"!
Vah benim "Ãœlkem"!
Bu nasıl bir haldir?
Bu "evrensel bilim üretme" yarışında olacak iş midir?
Daha "üretilmiş bilgileri" aktarmayı beceremiyoruz, yap(a)mıyoruz;
Nasıl evrensel bilgiyi üretebileceğiz? NASIL?  NASIL?  NASIL?
Matematikte olan bu durumun diğer pozitif bilimlerde de "olabileceği" aklıma her geldikçe…
Sıkmamak için yazmadığım diğer hususları gördükçe…düşündükçe… kendi kendime:
Bu dünya bunu yutmaz; bu topraklarda yediğimiz içtiğimiz,ama boşuna geçirdiğimiz nice yılların,bir gün hesabını çok kötü bir şekilde bizlere SORAR!.Hele de:
Bu coğrafya bunu hiç affetmez, yine bir gün ilkönce o "hesabı sorar", hem de çok acılı; 
Çaresizce:Yazık! diyorum,
Hiçbir şey yapamıyorsak dahi; geçtim diğer toprakların hakkını vermeyi…
Bari bu "yaşadığımız toprağın bizi BESLEME hakkının" karşılığını verelim:
Çalışalım,üretelim..Yılmadan,bıkmadan….
YOKSA, VAR OLAMAYIZ!
YAÅžATMAZLAR BÄ°ZÄ° BU TOPRAKLARDA!
Yazık olur yazık;
Hem de çoook YAZIK!
 
A.Kadir DeÄŸirmencioÄŸlu
_______________________________________________
MD-sorular e-posta listesi
sorular at matematikdunyasi.org
http://lists.math.bilgi.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/md-sorular



-- 


_______________________________________________
MD-sorular e-posta listesi
sorular at matematikdunyasi.org
http://lists.math.bilgi.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/md-sorular



-- 
Eren Mehmet Kıral


      
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20081228/6f862c42/attachment.htm 


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi