[MD-sorular] Cosmos
Mehmet Ozgan
mozgan at gmail.com
9 Nis 2009 Per 22:41:11 EEST
Öncelikle, Matematik sayisal ilimlerde oldugu kadar sosyal ilimlerde
uygulandigi icin, kendi kanaatimce icinde matematik iceren her konunun
acilmasi taraftariyim. Örnegin, sosyolojik konularda dahi istatiksel
kimi matematik iceren bilgiler var ise ve bize bilgi verecegine kanaat
ediyorsak konu acilip incelenmeli. Tabii listeyi olusturanlarin
hedefleri, misyonlari v.s. neydi, bilmiyorum.
Evrende milyonlarca cisim vardir ki isik vermese dahi hareket
ettikleri icin sinyal yayarlar. Örnegin, dönen bir cismin vermis
oldugu sinüsoidal sinyaller v.s. Günümüzde bu sinyalleri
telekommunikation da kullaniyoruz, yapay sinyaller üreterek (R-L-C
devrelerinin türevleri kullanilir - Alcak, Yüksek, Band Fazli
devreler). Teknik bir konu, cok girmek istemiyorum. Ama Fourier-
Transformasyonlarini (Serilerini degil!!) anlamis iseniz sinyal
teorisini cözmüssünüz demektir ;)
Isik dediginiz gibi daha cok yanilditici oldugundan ötürü yerine
sinyalleri dinliyorlar (Radyoastronomi deniyor bu alana).
Iki cismin hareket halinde olup ta bir gözlem yapmak istiyorsak,
hizlari analitik olarak incelenir ve 'hangi cismi duruyor kabul ediyor
isek' ona göre bir sey söylenir. Mesela, iki kisi ayni yönde gidiyor
ise, bunlarin hizlari vektörel bir toplamaya tabi tutulur
(unutulmamasi gerken : vektörlerde yön önemlidir) ve hangisine göre
konusmak istiyor isek o hiz sifirlanilir. Bu vektörel toplamdan elde
ettigimiz hiz, hareket edenin mutlak hizi degil, durdurdugumuz cisme
göre bagimli hizidir. Nasil ki yolda yürürken insanlarin kimisinin
daha hizli, kimisinin daha yavas oldugu sonucuna varabiliyor isek.
Iste bu gibi yöntemler kullanilarak dünya sabitlenir ve incelenilen
cisim sabitlenmis dünyaya göre bagil hareketi hesaplanir. Tabii hesap
bu kadar basit degildir, cünkü kütle cekimi, manyetizma v.s. bir
sürü hesap ta girer bunun icinde. (eskilerin tabiriyle, biraz
çetrefilli..)
Küre yüzeyinin sInIrlI ama sonsuz olmasi meselesine gelince; periodik
olarak devreden bir diziyi düsündüzümüzde (örnegin;
1,2,3,4,5,1,2,3,4,5,1,2,3,4,5,...) belirli bir parca vardir ki o hep
tekrar eder. Bu parca sInIrlIdir, fakat sonsuza kadar tekrar ettigi
düsünülerek formül olusturulur, bu da sonsuz manasindadir.
Dipnot : Daha önce de listeye bir mail atmistim, Fourier'in bu
transformasyon (dönüsüm) formüllerini nerden ve nasil buldugu
hususunda. Sirri buldum, meraklilar icin. Regelungstechnik (control
engineering).
Biraz acele yazdim, umarim anlasilmistir.
Am 09.04.2009 um 20:14 schrieb dede:
> Değerli Üyeler,
> Uzun zamandır sormayı düşündüğüm,ama site formatına
> uymadığı
> için soramadığım fizikle ilgili bir "açmazı mı" sorma
> fırsatını
> Sn.Mehmet Özgan verdi; kendisine teşekkür ederim.
> Sonsuzlukla değil (bu konu çok "söz" kaldırır; girmeyeceğim!)
> şu "cosmos" un genişlemesi ile ilgili! Bugün evrenin
> "genişlediği"; diğer
> bazı bulgular yanında temel olarak şu bulguya
> dayandırılmaktadır:
> Sabit bir noktaya göre v hızıyla hareket eden bir cismin
> ışığı, Doppler etkisi
> nedeniyle "kırmızıya kaymaktadır”. Uzaklaşma hızı ise,V=k
> H; Hubble yasası
> ile verilmektedir.İşte benim bu noktalarda ki "açmazlarım":
> 1-Evrende milyarlarca gök cismi vardır ve bunların çoğu
> “ışık verir/yansıtır”.
> Bu ışıklar bize gelene kadar yolları boyunca birbirine karışır
> ve bileşke bir ışık
> bizim “spektometremize” gelir. Bu “bileşik ışıkta”; hangi
> ışığın, hangi gök cismine ait olduğu
> nasıl saptanıyor ki “filan gök cismi bizden uzaklaşıyor”
> denebiliyor?.(Bu arada
> bizim gözlem yaptığımız ve “sabit” dediğimiz “dünyanın
> da” hareketli olduğu unutulmasın!
> 2-Bir “büyük” balon düşünün. Balonun içinde biri
> “sabit”, diğeri hareketli iki “cisim” olsun.
> Sabitten, bazı araçlarla “bakınca”, hareketli “cismin bizden
> “uzaklaştığını” hadi
> anladığımızı ve kabul ettiğimizi varsayalım: Bu bize
> “evrenin genişlediğini” nasıl gösterir?
> Şöyleki: Eğer evrenimizin bir “sınırı” varsa o sınırda
> “birisi” oturmalı ve bize demeli ki:
> ”Hey, deneyci kardeş! Bu “balon şişiyor/genişliyor” haberin
> olsun, bir gün “patlayabilir ha!”
> Bize bunu kimse demediğine göre, bizden uzaklaşan “gök
> cismi”, kendi sınırlarını “şişirmeden”,
> Balonun içinde bu “cisimlerin” birbirlerinden uzaklaşıp/
> yakınlaşmadığı ne malum?
> Yok eğer evrenin bir “sınırı” yoksa; evrenin
> “genişlemesi” lafı saçma olmaz mı?
> Neye (hangi referansa) göre genişlemektedir.?(Kısaca:
> Şişirilmiş balonda hızları farklı
> iki sineği üçüncü bir “sinek” gözleyerek balonun
> “şiştiğini/genişlediğini” nasıl söyleyebilir?
> Balonun dış “çeperi” genişlemeden pek ala sinekler birbirine
> yaklaşıp/uzaklaşır,hatta “çarpışırlar” bile!
> (Şu meşhur ‘absurd’, “ Evren sonlu(!) ama sınırsızdır(!)
> “ lafını anlayanda
> bu arada beri gelsin! Mesela:Küre yüzeyi sonlu ama
> “sınırsızmış(!!!???).”
> Bir “sinek trilyon sene” yüzeyde dolaşsa sınırı
> “bulamazmış(!!!???)” Daha da neleeer neler….)
> Eğer anlatabildiysem, bunlara makul yanıt vereceklere
> teşekkürlerimle herkese
> Selam ve saygılar…
> A.Kadir Değirmencioğlu
>
>
> _______________________________________________
> MD-sorular e-posta listesi
> sorular at matematikdunyasi.org
> http://lists.math.bilgi.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/md-sorular
-------------- sonraki blm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20090409/f084c9e0/attachment.htm
MD-sorular mesaj listesiyle ilgili
daha fazla bilgi