[MD-sorular] TÜBİTAK ihtarnamesine Ali Nesin'in yanıtı

Ali Nesin anesin at nesinvakfi.org
27 Nis 2011 Çar 19:42:37 EEST


Giderek pehlivan tefrikalarına dönüşen TÜBİTAK’la Matematik Köyü 
arasındaki sorunlarla ilgilenenlere...

Önceki bölümlerin özeti:

1.Sorumlu yazıişleri müdürü olduğum Matematik Dünyası dergisinin (beş ay 
gecikmeyle) Mayıs 2009’da çıkan 2008-IV sayısında, TÜBİTAK’ın Bilim ve 
Teknik dergisinde yaşanan Darwin skandalını hicveden bir karikatür 
yayımladım (bkz. 
http://www.matematikdunyasi.org/images/kapaklar/2008-IV.jpg).

2.Bu tarihten sonra TÜBİTAK’a sunduğumuz 16 lise ve lisans projesinin 
sadece biri (bir olimpiyat programı) destek aldı, diğer 15’i reddedildi. 
Oysa o tarihten önce sunduğumuz 6 lise ve lisans programının 5’i kabul 
edilmiş ve TÜBİTAK’tan 200.000 lira gibi hatırı sayılır bir destek almıştık.

3.Önceki yaz tüm lise ve lisans projelerimiz reddedilince, geçici bir 
kırgınlıktır diye ummuş ve sesimi çıkarmamıştım.

4.Gecen yaz da tüm lise ve lisans projelerimiz reddedilince, bu sefer, 
TÜBİTAK Başkanı Sayın Nüket Yetiş’e bir açık mektup kaleme almıştım 
(bkz. 
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&ArticleID=1001454&Date=26.04.2011&CategoryID=99 
<http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&ArticleID=1001454&Date=26.04.2011&CategoryID=99>). 
Toplumda tahminimden çok daha fazla ses getiren bu mektup sayesinde 
halktan destek alıp yazokulumuzu gerçekleştirebilmiştik (bkz. 
http://matematikkoyu.org/tr/yazokulubagis).

5.Önümüzdeki yazokulu projemiz için başvurmak isterken dehşetle farkına 
vardık ki, TÜBİTAK, lise ve lisans programlarına destek koşullarını 
başvurumuzu engelleyecek biçimde özel olarak değiştirmiş (bkz. 
http://www.tubitaki-protesto-ediyoruz.net/ sayfasının sonu).

6.Bunun üzerine, TÜBİTAK’ın bu tutumunu devlet bakanı Sayın Mehmet 
Aydın’a anlatan bir mektup kaleme alarak bir imza kampanyası başlattık. 
İmza kampanyamız hâlâ açıktır (bkz. 
http://www.tubitaki-protesto-ediyoruz.net/.) Bugüne kadar 4000’den fazla 
kişi imzaladı.

7.TÜBİTAK, bu imza kampanyasına katılanlardan adreslerini 
bulabildiklerine, durumun benim anlattığım gibi olmadığını, Matematik 
Köyü’nü çok desteklediklerini, ama gözümün bir turlu doymak bilmediğini, 
kendimi çok önemsediğimi ve durduk yerde veryansın ettiğimi - mealen 
elbette - iddia eden bir “basın bülteni” yolladı. Şahsıma yollanmamış ve 
kamuoyuyla paylaşılmamış bu yazıya karsı nasıl bir tutum takınacağımı 
bilemedim. Doğrusu, tek işim TÜBİTAK’a cevap yetiştirmek olmadığından, 
hiçbir şey yapmamak işime de geldi.

8.Bu arada Sayın Nüket Yetiş’ten iki kez randevu talep ettim. Amacım, 
TÜBİTAK yetkilileriyle Başkan’ın önünde yüzleşip Matematik Köyü’ne karşı 
alınan bu haksız tavrı ayan beyan ortaya koymaktı. Randevu talebime 
cevap bile gelmedi. Sayın Nüket Yetiş’le 2007’den beri beş kez görüşme 
talebinde bulunduğumu da belirteyim. Hiçbirine cevap alamadım.

9.Dün, TÜBİTAK avukatlarından bir mektup aldık. İmzacılara yolladıkları 
mektubu, TÜBİTAK gibi bir kuruma daha yakışan bir üslupla yeniden 
düzenlemişler. Eğer imza kampanyasını kaldırıp yerine bu mektubu 48 saat 
içinde koymazsak yasal yollara başvuracaklarını da eklemişler.

Tehditlere pabuç bıraksaydık, Nesin Vakfı ve Matematik Köyü yerine 
çoktan yeller esiyor olurdu bugün! Ama isteklerinin yarısını seve seve 
yerine getiriyorum. Ayrıca bununla yetinmeyip mektuplarına Matematik 
Dünyası dergisinde de yer vereceğim. Elbette aşağıdaki yanıtımla birlikte.

Yazının devamının daha anlamlı olması için 
http://www.tubitaki-protesto-ediyoruz.net/tbtk.pdf sayfasında 
yayımladığımız TÜBİTAK mektubunun okunması gerekmektedir.

TÜBİTAK’ın http://www.tubitaki-protesto-ediyoruz.net/tbtk.pdf mektubuna 
yanıtım:

1.İmza kampanyasındaki şikâyetimiz projelerimizin reddedilmesi konusunda 
değildi, TÜBİTAK’ın Matematik Köyü’nü dışlayıcı özel kurallar getirmesi 
konusundaydı. “Sükut ikrardan gelir” sözünü doğrularcasına, TÜBİTAK 
yazısında bu noktaya hiç dokunmamış. Ama bunun dışında verdiği rakamlar 
da yanıltıcı.

2.Projelerimizin “karikatür krizi”nden sonra reddedilmeye başlandığını 
defalarca söyledim. Oysa TÜBİTAK’ın verdiği rakamlar karikatür krizi 
öncesini de kapsıyor. Bu canalıcı noktaya değinmemelerinin nedeni malum: 
Söyleyecek söz kalmıyor geriye, çünkü karikatür krizinden sonra 
sunduğumuz 16 lise ve lisans projesinin 15’i reddedildi. Kabul edilen de 
bir olimpiyat projesiydi; muhtemelen bu konuda dişe dokunur başka proje 
olmadığından, bu desteğin bir zorunluluk olduğunu düşünmeden edemiyorum.

3.Lise ve lisans projelerimizin reddedildiğini de ısrarla ve üstüne basa 
basa defalarca ifade ettim. Oysa TÜBİTAK, minimum düzeyde desteklediği 
lisansüstü projeleri de eklemiş rakamlarına. Nitekim karikatür krizinden 
sonra sunduğumuz 6 lisansüstü projemiz toplamda 64 bin lira destek aldı. 
Bu destek için kendilerine ayrıca teşekkür ederiz. İhya olmadık ama hiç 
olmazsa moralimiz yerine geldi. Ancak, üç yıldır her lisansüstü 
projemizin desteklenmesi, öte yandan hiçbir lise ve lisans projesinin 
desteklememesi bazı soruları da peşinden getirmiyor mu? Muhtemelen 
lisansüstü projelerinin karar mekanizması ya da jüri oluşturma sistemi 
değişik.

4.TÜBİTAK, bizim grubumuzun düzenlemediği (ama Matematik Köyü’nde 
gerçekleşen) felsefe ve fizik projelerini de sanki matematikle 
ilgiliymiş gibi hesabına katmış.

5.2011 yılında gerçekleşen projeleri 2007-1010 tarihlerine dahil etmiş.

6.Sonuç olarak, TÜBİTAK, önce konunun dışına çıkarak, sonra da elmalarla 
armutları toplayarak esas kendisi kamuoyunu yanıltmıştır.

7.TÜBİTAK’ın ifadesine göre destek bütçesinin %20’si Matematik Köyü’ne 
gitmiş... Bir an için bu yüzdenin doğru olduğunu kabul edelim. Buna kısa 
cevap “bütçeniz azmış!” olabilir. Uzun cevabı deneyeyim: Matematik Köyü, 
Ali Nesin’in değil, Türkiye’nin projesidir. Tamamen matematiğe 
adanmıştır. Anadolu’da devrim yaratma iddiasındadır ve bu boyuttadır da: 
20 dönümlük bir araziye yayılmıştır, takriben 3 milyon lira harcanmıştır 
ve halen büyümekte, gelişmekte ve güzelleşmektedir. Dünyanın ve 
Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden hocalar akın akın ders vermeye 
gelmektedir, her tatil öğrencilerle dolup taşmakta ve talebe yanıt 
verememektedir. Güzel sözleri terkedip sayılarla etkimizi anlatmaya 
çalışayım: 2010 yılında, 2700’den fazla öğrenci ve araştırmacı Matematik 
Köyü’nden toplamda 12.000 günden fazla yararlanmıştır. Herhalde 
Türkiye’deki okul dışı matematik etkinliklerinin yüzde 80’inden fazlası 
ve – söylemek zorundayım – en kalitelileri Köyümüzde yapılmaktadır. 
TÜBİTAK’a naçizane önerim, eğitime ayırdıkları bütçeyi artırmalarıdır 
çünkü bu bütçe Türkiye’nin ne talebini ne de ihtiyacını karşılamaktadır.

8.TÜBİTAK’ın eğitime ayırdığı miktarı artırması şu nedenden de yerinde 
bir karar olacaktır. Bilen bilir, Avrupa Birliği’nin bir bilim havuzu 
vardır. AB üyesi ve AB yakını olan ülkeler, her yıl, bu havuza milli 
gelirleriyle orantılı bir miktar para aktarırlar. Sonra bu havuzdaki 
para bilimsel projelere dağıtılır. En iyi, en güvenilir, en makul, en 
aklı başında projeler desteklenir, diğerleri desteklenmez. Amaç, 
mümkünse, bir koyup üç almak ya da üç koyup beş almak. Bir tür bilimsel 
yarış yani. Pek bilinmeyen şu: AB'nin CORDA veritabanından alınan 26 
Ekim 2010 tarihli resmi verilerine göre 2007-2010 yılları arasında 
Sırbistan havuza 11 milyon avro yatırmış, projelerle 25 milyon geri 
almış. Karadağ koyduğunun nerdeyse 3,5 mislini geri almış. Makedonya 2,6 
milyon avro yatırmış 6,8 milyon geri almış. İsrail 216 milyon yatırıp 
292 milyon geri almış. İsviçre ise 568 milyon yatırıp 733 milyon geri 
almış. Türkiye ne yapmış? 148 milyon avro yatırıp, sunduğu projelerle 64 
milyon geri almış! Yani 2007-2010 yılları arasında Türkiye, AB 
ülkelerinin bilimini 84 milyon avro gibi hatırı sayılır bir bütçeyle 
desteklemiş... Bunun tek mantıklı açıklaması şudur: Milli gelirimizle 
bilimimizin gelişimi oransızdır. Çok söylendi ama tekrar etmekte yarar 
var: Bu oransızlık ancak eğitimle giderilebilir. Matematik Köyü’nün 
varoluş nedeni de işte tam budur: Matematik Köyü eğitim sistemimizin 
onyıllardır başaramadığını başarma iddiasındadır, “matematik eğitimi 
öyle değil, işte böyle yapılır” demektedir ve bu amacında son derece 
başarılı olmaktadır.

9.Bu arada şunu da belirteyim ki TÜBİTAK’tan şikâyetçi olan tek ben 
değilim; sadece benim sesim daha çok çıkıyor, o kadar. Son üç beş yıl 
içinde TÜBİTAK’ın araştırma ve eğitim fonlarından yararlanmak isteyen 
herhangi kalburüstü bir temel bilimciye TÜBİTAK’ın işleyişiyle ve 
destekleriyle ilgili bir soru yöneltin, “bir sor bin ah işit” deyimiyle 
nitelenen bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Bana kalırsa sorunun 
temelinde, TÜBİTAK’ın Bilim Kurulu’nun 13 üyesinin 11’inin ya iş adamı 
ya mühendis ya da tip doktoru olması, sadece iki üyesinin temel 
bilimlerden olması ve TÜBİTAK’ın ilgi alanının çok geniş ve çelişik 
olması yatıyor.

Son sözler: Elbette karikatürü derginin kapağında yayımladığımda bu tür 
sorunlarla karşılaşacağımı biliyordum. Dün doğmadım! Bu konuda çeşitli 
kişlerce uyarıldım da. Biraz basmakalıp bir söz olarak algılanabilir ama 
“aydın duyarlılığım” üstün geldi.

Önceki iki yıl olduğu gibi bu yıl da yazokulunu gerçekleştireceğiz. Ve 
her zamanki gibi parası olmayan hiçbir genci reddetmeyeceğiz. Ayrıca 
yazokulumuz tüm lisans ve lisansüstü öğrencilerine ücretsiz olacak.

Halkımız rızkını veriyor. Tecrübeyle sabit.

Kamuoyuna saygıyla ve teşekkürlerimle duyururum.

Ali Nesin (www.matematikkoyu.org <http://www.matematikkoyu.org>, 
www.nesinvakfi.org <http://www.nesinvakfi.org>)

-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20110427/269cbb7d/attachment.htm>


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi