[MD-sorular] Ynt: KTLE EKM - EGK UZAY

dede dede_47 at mynet.com
8 Au 2011 Pzt 01:13:18 EEST


(1. iletinin devamıdır)
-----------------------------------------------------------

Öz olarak: Genel Görelilik kuramına göre, kütle
çekimin aslında bir kuvvet olmadığını uzayda ki kütle dağılımının uzay zaman
metriğini değiştirmesi sonucu cisimlerin yörünge çizgileri (geodezik) eğriler
olmaktadır.. Yani ay dünyanın etrafında aslında hiçbir kuvvet etkisinde olmadan
hareket ediyor ama uzay zaman dünya etrafında öyle bir bükülmüş durumda ki ay o
yörüngede hareket etmiş oluyor. Biz bu hareketin nedenini yüzyıllarca kuvvet
zannetmişiz! Şu halde kütle çekimi dediğimiz şey nedir? Yani neden kütleler
birbirlerine doğru çekiyorler/ivmeleniyorlar? Buna bir açıklama, bunların
birbirlerini bildiğimiz anlamda çektiği olabilir (Newton fiziği!) Ama Görelilik
Kuramı şöyle bir açıklama yapar: Kütle; uzay-zamanı o şekilde büker ki,
çevresinde ki diğer kütlelerin hareketi bu bükülme sonucunda bu cisme doğru
ivmelenecek şekilde değişir. Yani uzayın geometrisindeki değişim, bakan
gözlemciye, iki cisim birbirini çekiyormuş hissini verecektir. Kısaca
dersek: Evrendeki kütleli cisimler, birbirlerinin hareket edecekleri
“yörüngelerini” kütleleri nedeniyle bozduklar uzay-zaman geometrisi nedeniyle
kendileri belirlerler ve oluşan çizgiler boyunca birbirlerine doğru hareket
ederler; diyebiliriz! Peki neden Görelilik Kuramını Newton Kuramına tercih
ediyoruz?Varsayalım ki, evrende kütleli cisimlerin birbirlerini belli bir
kurala göre (Newton Yasası) çektiği olgusu saptanmış olsun.Şimdi soru
şudur: Bu olguyu nasıl açıklayacağız? Önümüzde iki seçenek vardır:

a) "Bu cisimler birbirlerini çekiyor" diyeceğiz, yani bu etkiyi bir
çekim kuvveti olarak yorumlayacağız (Newton fiziğinin yorumu/açıklaması).

b) Kütlenin uzay zamanı bükmesi nedeniyle, cisimlerin hareketinde yukarıda
genişçe anlattığım gibi bir yorum/açıklama yapacağız(Genel Görelilik).

Burada (b) açıklamasını(yanı görelilik kuramını) şu nedenlerle tercih ediyoruz:


1) Görelilik Kuramı uzayın yapısını ve bu yapıyı
belirleyen şeyleri 4 boyutlu uzay varsayımına dayandırdı (Minkowski uzayı). Bu
model zaten daha ilk haliyle bile Newton fiziğinin çözemediği başka problemleri
çözmüştü. En basta özel görelilikte yer çekimi konusu ele alınmamıştı, ancak
modeli tamamlamak için bu etkiyi de modele dahil edecek bir çözüm gerekiyordu.
Sonunda genel görelilik kuramıyla bu da gerçekleştirildi ve kütlenin bu 4
boyutlu uzayın eğriliğini etkilediği varsayımıyla aranan açıklama bulundu.

2) Bu model ile Merkür yörüngesindeki, Newton fiziğinin açıklayamadığı sapmalar
açıklanabildi.(Merkür gezegeni, yörüngesinden 100 yılda 43 saniyelik bir sapma
yapar.Bunun nedenini Newton yasaları açıklayamamaktadır.)

3) Bu evren modeli doğru ise, kütlelerin yarattığı bu "eğrilik"ten
(=çekimden) sadece kütleli cisimlerin değil kütlesiz ışığın da etkilenmesi
gerekiyordu (çünkü eğrilmis uzayda ışığında da yörüngesi değişmeliydi). 1919
yılında ki güneş tutulması gözleminde, güneşin yakınından geçen ışık
ışınlarının yörüngesinden kuramın öngördüğü şekilde 1.73 derecelik sapmanın
deneysel olarak ölçülmesiyle bu ön görü de doğrulanınca bu evren modeline olan
güven bir kat daha arttı.

Bunlar gibi daha birçok deneysel veriyle bu evren modeli desteklenince,
"bir mutlak uzayda birbirini çeken" kütleler” modeli yerine
"uzayın eğriliğini değiştiren kütleler” modeli gözlemleri daha iyi açıklar
konumuna geldiğinden, görelilik kuramı, Newton Kuramına tercih edilen bir kuram
oldu.


Buraya kadar yazım dikkatle okunduysa; mutlak uzay,
zaman ve enerjinin olmadığı, kütlelerin uzayın geometrisini bozarak kütlelere
yörüngeler oluşturduğu sonuçları görelilik kuramının sonuçları değil; olguları
açıklayabilmek için oluşturulan bir modelin ön savları (postülat) oldukları
anlaşılmış olmalıdır.(Kuramın en önemli diğer bir postulası ise: Işık,
yayınlandığı kaynaktan ve gözlemciden bağımsız olarak uzayda her yöne aynı ve
sabit bir hızla yayılır) Bu “uzun” genel açıklamadan sonra gelelim
sizin “net” sorunuza:


O halde gel-git/kabarma-alçalma (med-cezir) olayı
Genel Görelilik kuramında nasıl açıklanıyor?


Gel-git hadisesi, yer küre-ay-güneş üçlüsünün aynı
doğrultu üzerinde oldukları zaman kütleleri nedeniyle bulundukları uzayı en
fazla bozarlar ve bu bozmadan dolayı uzayın geometrisi değişir. Bu değişim
sonucu; okyanuslarda ki su ile kara arasında ki adhezyon kuvveti (yani
birbirlerine değen iki cismin bozdukları uzay geometrisinden dolayı oluşan
kuvvet) yanında aynı doğrultudaki yer-ay-güneş üçlüsünün bozduğu uzay yanında
küçük kaldığından okyanuslardaki su yükselir/kabarır (med); bu üçlünün
doğrultusu bozulunca oluşan uzay bozulması sonucu oluşan kuvvet adhezyon
kuvveti yanında küçük kalınca, sular iner/alçalır(cezir).Tabii bu alçalma ve
kabarma, en yüksek halini üçlü gök cismi aynı doğrultuya geldikleri zaman en
büyük değerdedir; yer, ay ve güneşin farklı konumlarında da bu olay olur, ama
değeri daha küçüktür.Bu gel git olayında oluşan kuvvetin 1/3 güneş tarafından
kalan 2/3 ise yer ve ay tarafından meydana getirilmektedir;yanı ayın etkisi
güneşten daha fazladır.(Güneşin büyük kütlesi uzayı daha çok “bozar” ama yere
uzaklığı nedeniyle ayın uzayı bozması yanında “hafif” kalır;bu nedenle etkisi
de azalır.)Bu gel-git olayı nedeniyle ay, yer küresinden her yıl yaklaşık 4 cm
uzaklaşmaktadır. Bu uzaklaşma ile beraber yer küre-ay sisteminin
açısal momentumunun korunması için yer kürenin kendi etrafındaki dönme
süresinin (yani 1 gün) yılda 0.02 milisaniye uzadığı saptanmıştır. Şu an
yaklaşık 24 saat olan yerin kendi ekseni etrafında dönme süresinin ay ilk
yaratıldığında 8 saat olduğu arada geçen süre zarfında günlerin uzayarak
şimdiki hâline geldiği belirlenmiştir.


Tabii Görelilik kuramı evreni açıklamada son kuram
değildir.Bu kuramla beraber evreni açıklamada Kuantum Kuramı da (özellikle atom
altı alemde) kullanılmakta olup bu iki kuram arasında bir bağlantı henüz
kurulamamıştır.(Fizikçiler kurmak için yoğun çaba içerisindedirler) Elbette bu
iki kuramda evreni açıklamada son kuramlar değildirler:Bu iki kuramı da
kapsayan ama evreni bu iki kuramdan da daha iyi açıklayan yeni kuramlar ortaya
çıkacaktır.Bu yeni kuram(lar)ı ise aklını ve gönlünü
“ilme/bilgiye/bilime” adamış hür ve bağımsız akılların/beyinlerin geliştireceği
açıktır.


Umarım benim Görelilik Kuramından “anlayabildiğim” bu
yazdıklarım size faydalı olmuştur.


Selam ve saygılarımla…


A.Kadir Değirmencioğlu




 ----- Özgün İleti -----
Kimden : Refik at mtsizm.com
Kime : "md-sorular at matematikdunyasi.org" <md-sorular at matematikdunyasi.org>
Cc : "md-sorular-request at matematikdunyasi.org" <md-sorular-request at matematikdunyasi.org>
Gönderme tarihi : 30 Temmuz 2011 Cumartesi 19:11
Konu : [MD-sorular] KÜTLE ÇEKİM - EGİK UZAY

Merhabalar,

Gectigimiz haftalarda CCN-Turk de Einstein nin hayati ve teorileri anlatildi.
Kavranmasi zor olan ( tabii ki bana gore ) Gercekte Kutle-cekimin olmamasi 
Kutle çekimin gerçekte eğik-uzay olmasi , yani kütlelerin uzayi bükmesini 
Bizler kütle – çekim olarak algiliyoruz seklindeydi.
Ornek olarak da trombolin uzerindeki deki gülleri gösterip , gülleler nasil 
Duz bir trombolinde cokuntu/bükme yaratıyorsa dunyanin , gunesin v.s diğer 
Gok cisimlerininde uzayi buktugunu ve bizimde bu eğik/bükük uzayi kütle çekimi olarak 
Algiladimiz anlatildi. Aslinda serbest düşme olduğunu v.s v.s bir cok olay anlatildi.
Marsin uydusunun newton yasalarina gore sorunlu yörüngesinin Einstein Genel görelik yasasi
Eğik uzay ile cozuldugu anlatildi. 

Benim sizlere sormak istediğim konu , eger kütle çekimi yoksa bu sadece eğik uzay ise
Dunyadaki med-cezir olaylari genel görelik kuramina gore nasil aciklaniyor.


Tskler

Refik Sekerecioğlu
 



 






	
		Balık Tutmak Artık Çok Kolay !!!

-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20110808/8e70daf4/attachment.htm>


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi