[MD-sorular] KTLE EKM-EK UZAY hk.

dede dede_47 at mynet.com
9 Au 2011 Sal 00:56:55 EEST


Sayın Tolga Kaçmaz;



  Sorularınız bana özel sorulmasına rağmen,(kusurumu
bağışlayın lütfen)



  yanıtımı liste üzerinden vermek durumundayım.Zira ilk
iletilerim de



  yanlış anlaşılacağını sandığım noktaları da bu vesileyle
açıklamak istiyorum.



  1-Ses dalgaları mutlak boşlukta(vacuum) yayılmaz,dolayısıyla
seste duyulmaz.



  Buradan hareketle Newton fiziğin de enerji yüklü her
dalganın yayılabilmesi 



  için maddi bir ortama gereksinim olduğu sonucuna
varılmıştır.Elektromagnetik 



  dalgaların keşfinden ve bu dalgaların boşlukta da
yayıldığının anlaşılması üzerine



  bunların yayıldığı uzayın “esir”(ether) denen bir maddeyle
kaplı olduğu savı 



  ileri sürüldü.Bu esirin varlığının kanıtlanmasına çok
uğraşıldı ama başarılamadı.



  En sonunda Michelson-Morley deneyiyle böyle bir esirin olmadığı
kesin olarak 



  anlaşıldı.Görelilik Kuramından sonra bile “enerji yüklü
dalgaların” uzayda taşınabilmesi 



  için (bu enerjili dalgalar aynı zamanda kuvvet demektir)
yine maddi bir ortam arandı.Elektromagnetik dalgalar(ışıkta bir elektromagnetik
dalgadır.) foton denilen parçacıklar ile taşındığından(ışığın parçacık
kuramı),göreliliğin ele avuca sığmaz yaramaz/haylaz kuvveti/alanı/dalgası olan
yer çekim(=kütle çekim) (gravitational field) alanının da foton benzeri ve
adına da GRAVİTON denen parçacıklar vasıtasıyla uzaklara yayıldığı kabulünü
tereddütlü olarak ilkönce Einstein ileri sürdü.(Kaderin cilvesi:Esiri reddeden
aynı Einstein, kuramını açıklayabilmek için esir benzeri bir kavramı
sahiplenmek zorunda kaldı!) Aslında Eisntein'ın
graviton savını ortaya atmasının sebebi De Broglie
dir. De Broglie her elektromanyetik dalganın bir momentumu olduğunu
kanıtladığından, Einstein buna dayanarak kütle çekim dalgalarının da her
parçacık/dalga gibi momentum taşıdıklarını öne sürmüş ve bu kütle çekim parçacığına graviton demiştir (tıpkı ışık parçacığına foton denmesi
gibi). 1940’lı yıllardan beri bilim adamları bu graviton
denen gizemli parçacıkları arasalarda henüz hiçbir ipucuna rastlamadılar.Yani GRAVITON diye bir parçacık henüz bulunmamıştır ve bu
EISTEIN in kütle çekimin uzayda yayılmasının olsa olsa bu şekilde olabilir diye
ortaya attığı bir savdır. Aslında kağıt üstünde ve alan denklemlerinden
çıkarılan gravitonlarla ilgili bazı şeyleri biliyoruz: Örneğin kütleleri sıfır(bazı
fizikçiler kütleli olduğunu ileri sürmekteler), elektrik yükleri sıfır ve
spinleri 2 gibi.





  Dolayısıyla bu “kurgusal/sanal” parçacıktan iletilerim de
bahsetmedim.Görelilik Kuramı gereği büyük kütleli cisimlerin uzayı eğip/bükmesi
sonucu oluşan dalgaların uzayın her
yerine/yönüne yayılması gerekir ki her yerde bulunan gök cisimleri bu
eğilen/bükülen uzay “kıvrımlarının” birinde hareket edebilsin.Yani büyük
cisimler uzay-zamanı bozması sonucu çekim gücü ortaya çıkmaktadır.Örneğin
güneş, içinde bulunduğu uzay dokusunu o şekilde bükmekte/eğmekte/değiştirmektedir
ki, dünya için fazla bir seçenek kalmamaktadır.Yer küre bu bozulma sırasında
oluşan yollardan birini seçmeye mecburdur ve o eliptik yörünge üzerinde güneş
etrafında dönmektedir. Ayni şey diğer gezegenler için de söz konusudur.Peki bu
eğilme/bükülme/bozulma uzayın her noktasına nasıl/ne ile taşınır.?İşte bu
sorunun yanıtını bizzat Einstein’in kendisi kuramına Graviton denen
“sanal/kurgusal” parçacıkları sokmak suretiyle (reddettiği esirin intikamı olsa
gerek) açıklamak zorunda bırakmıştır. Genel Görelilik Kuramı, hareket eden ağır
cisimlerin,uzayın eğriliği içinde ışık hızıyla yol alan dalgalanmalar şeklinde
kütlesel çekim dalgaları yayınına neden olacağını söylemektedir Dolayısıyla Görelilik
Kuramı kuvveti reddetmez,doğasını/yapısını farklı açıklar o kadar



  2-Görelilik Kuramına göre bizler “4 boyutlu uzayın kendi
üzerinde büzüşmesi sonucu oluşan 3 boyutlu” bir evrende (universe)
yaşıyoruz.Duyu algılarımız bu 4. zaman boyutunu algılamamıza uygun
gelişmemiştir.Dolayısıyla örnek verdiğim çarşaf sadece anlaşılmak için verilmiş
olup,bunun 4 boyutlu olarak çizilip/anlatılması olanaksızdır.Bir düzlem
üzerinde(2 boyutlu uzay!) yaşamaya programlı bir canlıya siz 3. boyut olan
yüksekliği nasıl anlatır/çizer/açıklarsınız ki?



  3-Özel Görelilik Kuramında, size önerebileceğim Türkçe bir
kitap biliyorum:



  GÖRELİLİK KURAMI;Max
BORN,Evrim Yayınevi,1.Baskı 1995,



  Çeviren:Celal KAPKIN



  Kendisi de tanınmış bir fizikçi olan Max Born, konuyu çok iyi
anladığından bilinen temel fizik kurallarından hareketle Özel Görelilik Kuramının
birçok sonucuna ulaşıyor ve çok rahat takip edip anlıyorsunuz.Ben bu kitaptan
çok yararlandım.Daha birçok Türkçe kitap var; hepsini okudum; hiçbirinden bu
kitaptaki kadar yarar görmedim.(Uyarı:Özel Göreliliği anlamadan, ivmeli
sistemlerden ve kütle çekimi de kapsayan Genel Görelilik Kuramına başlamayın
sakın)



  Umarım sorularınızı yanıtlayabildim.



  Selam ve sevgilerimle…



  A.Kadir Değirmencioğlu



  



  Not1-İlk iletilerimde (günlük konuşma alışkanlığı) dikkatimden
kaçmış;bazı yerlerde ”yer küre” yerine 



  “Dünya” kelimesini kullanmışım.Dünya kelimesini “yer küre
olarak” anlayın lütfen.Zira “dünya”



  içinde insanın yaşadığı bir gezegeni; ”yer küre” ise kütlesi
ve fiziki özellikleriyle bilinen bir gezegen anlamını içermektedir.



  Not2- Bükülme/eğme olarak nitelendirdiğim kavram bir ipin
bükülmesi/eğilmesi gibi bir şey değildir. Uzay ve Zaman'ı iki ayrı boyut olarak
düşünürsek(mıknatısın N-S kutupları örneği!) oluşturdukları bir alan olacaktır. O alanın bükülmesinden/eğilmesinden
bahsediyorum.



  Not3-Yazdıklarım; bu kuramımdan benim
anladıklarım/yorumlarımdır; kuramın “kesin doğruları” olduklarını ileri
sürmüyorum.Yazdığım her cümle itiraza/eleştiriye açıktır.



  



  

 ----- Özgün İleti -----

Kimden : khaine at herbok.org

Kime : dede <dede_47 at mynet.com>

Gönderme tarihi : 08 Ağustos 2011 Pazartesi 02:51

Konu : KÜTLE ÇEKİM - EGİK UZAY hk.



İyi günler, Konu fizikle alakalı olduğu için gruba gönderme
 gereği duymadım ve direk  size göndermek istedim. Eğer cevaplamazsanız
anlayışla karşılarım. Yanlış anlamış olmamak adına yazdıklarınızı 2 kez
okudum fakat aklıma  takılan noktalar oldu. Öncelikli sorum graviton
adlı parçacık hakkında.  Henüz tespit edilememiş olmasından ziyade
ilgilendiğim noktası şudur,  kütle çekim "kuvvetini" ilettiği varsayılan
 taneciktir. Ve eğer yanlış  hatırlamıyorsan bu graviton parçacığı genel
 görelilik kuramına dahildir.  Peki genel görelilik kuramı
kütle-çekim'inin bir "kuvvet" olmadığı iddia  ediyorsa graviton
parçacığı ne arıyor burada?



Diğer bir sorum, kütlelerin yaptığı çukur, çökme olayıyla alakalı. bu
konuda herkes nxn lik örnek üzerinden açıklamaya çalışıyor fakat burada
 oluşan çukur 3 boyutlu bir çukurmudur yoksa 4 boyutlu bir çukurmudur?



Son sorum ise bunlar hakkında güvelinir kaynak olarak önerebileceğiniz  metinler varmıdır?



Kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama fizik bölümü mezunları dahil
kimseden sağlıklı cevaplar alamadığım konular var fizik konusunda
açıklamaya yeltenen birini görünce sormak istedim sadece.



Şimdiden teşekkürler,

Selam ve saygı ile.

Tolga Kaçmaz


  


	
		Balık Tutmak Artık Çok Kolay !!!

-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20110809/bd22f483/attachment.htm>


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi