[MD-sorular] FİYAT

Ali Nesin nesin at bilgi.edu.tr
24 Mayıs 2009 Paz 16:33:24 EEST


MD'nin fiyatini birkac yil once 4 liradan 5 liraya cikarmistik. Bayi satisi
aninda 5000'den 4000'e dustu. Yani %25 zam %20 oraninda kayba neden oldu.
%50 zammin yuzde kac okur kaybedecegini kestiremiyorum.

 

Gercekten de su anda dergi zararina satiyor. Zarari ordan burdan kapatiyoruz
ama nereye kadar?

 

Her halukarda dergi kapanmaz, korkmayin.

 

Dergi daha fazla satsa, kendini kurtarir. Su anda satisimiz ilk uc ayda 7500
dolayinda. Daha sonra 10-15 bine kadar cikiyor. Ilk uc aylik satisi 10.000'e
cikarmaliyiz.

 

Benim de kampanya yapma gucum kalmadi artik, cok yoruldum. Sitkim siyrildi
diyebilirim. Hele bazi meslektaslarimin umursamaz tavirlari beni cileden
cikariyor.

Antalya Cebir Gunleri'nde konustugum uc kisi bugune kadar dergiyi eline
almamis. Birine "analiz dersi vermiyor musun sen, ogrencilerine tavsiye
etsene hic olmazsa" dedigimde, saskinlikla "dergide ciddi seyler var mi?"
diye sordu! Cildirmamak isten degil.

 

Neden destek olunmaz boyle bir dergiye?

Her universite sirayla bir sayimizi desteklese, gene altindan kalkilir ve bu
da atla deve degildir.

Kurumsal destek kurumlardan icin ayda 500 TL istiyoruz. Buna karsilik yilda
bir kez kurumun ilanini koyacagiz dergiye (koca bir sayfa, kapaktan ustelik)
ve her sayida kurumsal destekcilerimizi tam sayfa duyuracagiz ve internet
sitemizde duyuracagiz.

IBM kabul etmedi ornegin.

Ayda 500 TL para mi? Bunlar milyon dolarlar harciyorlar her ay reklama. Bu
kadar satan ve okur profili bu kadar belli olan bir dergiye reklam verilmez
de nereye verilir?

 

Bunlar Ataturkculugu ve baticiligi Eurovison'u kazanmak, futbolda
Ingiltere'yi yenmek olarak algiliyorlar. Bir de basortusunu yasaklamak...
Gerisine kafalari basmiyor. 

Fettullah Hoca coktan anlamis gucun nereden kaynaklandigini. Ati alip
Uskudar'i gececek. Bunlar hala yerlerinde sayiyorlar.

 

Laf acilmisken: Reha Muhtar'in iki gun once Vatan'da cikan yazisi okunursa,
neden reklam alamadigimiz daha iyi anlasilir saniyorum:
http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Turkan_Saylanin_cenazesi_ve_1
9_Mayis_tanrisal_bir_tesaduf_degil_mi
<http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Turkan_Saylanin_cenazesi_ve_
19_Mayis_tanrisal_bir_tesaduf_degil_mi&Newsid=239204&Categoryid=4&wid=136>
&Newsid=239204&Categoryid=4&wid=136 adresinde ama size zahmet olmasin diye
yaziyi mesajimin sonuna ekledim. Nazara, numerolojiye, verilmis sadakaya
inanan bir "aydinlanmaci". Turkiye'nin onde gelen gazetecilerinden...
Yazacak da hakli aydinlatacak! Aydinlatmasini sevsinler.

 

Ayni gazetede ana konusu seks hayatimiz olan (hem de ikinci sayfada yazan)
Dilek Onder var. Civik ve vicik. Su yazisini okuyun:
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=239190
<http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=239190&Categoryid=4&wid=
58> &Categoryid=4&wid=58 Patetik! Turkan Saylan olunce ayrani kabardi. Bir
bucuk gunde soner Dilek Onder'in ayrani. Telasa mahal yok yani!

 

Ali

 

 

Türkan Saylan'ın cenazesi ve 19 Mayıs tanrısal bir tesadüf değil mi?..

O Bu yazıyı yazarken aşağıda gazetenin önünden binlerce insan oluk oluk
Zincirlikuyu'ya doğru akıyor...

Bazıları ellerinde Mustafa Kemal'in fotoğrafıyla işlenmiş Türk bayrakları
taşıyorlar...

Bazıları bayrak işlemeli kırmızı şapkalar giymişler, bazıları beyaz
tişört...

Dün 19 Mayıs'tı...

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmak üzere, Bandırma Vapuru'na bindiği gün...

Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihi...

Türkan Saylan'ın cenazesinin böyle bir güne denk düşmesi bir tesadüf müdür
acaba?..

Yoksa Tanrı muhteşem gücünü ve varlığını bu olayda göstermekte midir?..

Mustafa Kemal'e adanmış, onun eğitim gönüllüsü olmuş, cüzzamla savaşmış,
kardelenler yaratmış, bir Cumhuriyet kadınının cenazesi 19 Mayıs'a denk
düşüyor... 

Onbinler aşağıda caddeden slogonlar atarak geçiyor...

***



Emin olabilir ki o onbinler...

Türkan Saylan'ın en çok görmek isteyeceği şey, cenazesinin böyle
kalkmasıydı...

Sivil, demokrat, Cumhuriyetçi, laik kitleler tarafından Mustafa Kemal ve
Türkan Saylan fotoğrafları beraberce taşınarak...

"Yiğidim aslanım burda yatıyor" türküsü söylenerek...

Modernliğin, Cumhuriyet'in, birey olmanın ve okuyan Türk kadınının
alkışlarıyla, kilometrelerce yürünerek...

***



Bir şey çok önemlidir;

Benimle katıldığı televizyon programında kendisine karşı yapılan
haksızlıklardan hesap soracağını söylerken, "Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne kadar gideceğim..." demişti...

Daha bir ay önce, 16 Nisan'da...

Laik, Cumhuriyetçi, sivil ve demokrat bir önder kadın, "Haksızlıklara karşı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne" gideceğini söylüyor...

Dünya demokrasisinin geldiği noktayı, müktesebatı, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nin kimliğinde öne çıkartıyor...

"Biz Avrupa'ya girmeye çalışıyoruz" diyen AKP'nin de, "Atatürk'ün
ulusalcılığı Batı karşıtıdır..." diyen bir bölüm ulusalcanın da dikkatle
okuması gereken bir tutum Saylan'ın pozisyonu...

Sivil ve demokrat olabilmek...

Ve başkalarına sivil ve demokrat davranırken, Mustafa Kemal'den kendi içinde
vazgeçmemek...

Kazandığın birçok şeyde onun imzası olduğu bilmek ve hissetmek...

Ona duyduğun şükranı, ipe sapa gelmez birkaç dönekçe lafa kurban etmemek...
Hepsi hepsi bu değil miydi Türkan Saylan?..

Hepsi hepsi bu değil midir söylediklerimiz ve mücadelisini verdiğimiz?..



***




DÜNKÜ CENAZEYİ İYİ OKUMASI GEREKENLER...

1) Her mitingi, her eylemi darbe tezgâhçılarının yaptığını sananlar...

Her olayda muvazzaf ya da emekli subay parmağı arayıp, "Yine bir darbe
ihtimali var" çığırtkanlığına düşenler...

2) Geniş katılımlı cenazelerin ve sokaktaki mitinglerin "demokrasiye hizmet
etmediğini söyleyen" zevat...

Miting kültürü almamış, sokağın sesinini haykırmasındaki demokrasiyi
keşfetmemiş, mitingi anarşi, yürüyenleri "yürümekle yolları aşındıramayacak
bir anarşist" potansiyeli olarak görenler...

***



3) Türkiye'de, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal'le başlayan her şeyi, "Toplumu
yukarıdan aşağı tek tip elbiyese sokmaya çalışan bir asker-sivil bürokrat
komplosu" olduğuna inananlar...

Sorun onlara bakalım?..

Ölümü de onlar organize etti?..

4) Türkiye'de yaşayan insanların, Mustafa Kemal'e, kendi laik ve özgür hayat
biçimine sahip çıkamayacaklarını düşünen gafiller...

Onların tek bir merkezden idare edileceğini düşenecek kadar saflaşabilen
yaratıklar...

Onlar bilmezler ki, "Bir insan kolay kolay kendi yaşam biçiminden ve
inançlarından vazgeçemez ve dönekleşemez..." 

İnanç inançsa, yaşam biçimi okkalıysa insanın, baskı altında tırsması için
kendinden vazgeçmesi gerekir...

Dün yürüyen onbinler, kimsenin kendinden vazgeçmeye niyeti olmadığını
gösterdiler...

Teşekkürler...



***




SOL LASTİĞİN PATLADIĞI AN VE NAZAR...

"130-140'la tünele girmiştim" dedi, "Aniden arabanın altımdan kaydığını
hissettim... Sağa doğru kayıyordu ve güm diye çarptı... Hızını alamadı sola
doğru seyretti... Sol ön lastik patlamıştı... Direksiyon hakimiyetim
sıfırdı... Sadece arkaya iyice yaslanarak, direksiyona asılmaya karar
verdim...

Korkuyordum... Aklım arkada baby-sitter'la oturan çocuklarımdaydı...

Benim ve hanımın kemeri bağlıydı... Ama çocukların kemerleri bağlı
değildi...

Baby-sitter'a çocukları başlarından sıkı sıkıya tutmalarını söylemeye
çalışıyordum...

Çocuklar pencereden uçacaklar diye geçirdim içimden... Korkunç bir andı...

Sola çarptık ve durduk...

Ben bir süre arabadan çıkamadım...

Şok geçiriyordum..." 

***



Mahmut Özgener kardeşim, İzmir'den çıkıp Göcek'e giderken başına gelen
kazanın an be an yaşattıklarını böyle anlattı önceki gün telefonda bana...

Herkesin gözü üzerinde...

Bu nazar değil de nedir?..

Ya Fatih Terim'in Türkbükü'ndeki o güzelim evinin rıhtımında başına
gelenler...

Hani evi, rıhtımı bilmeyen, "denizdir kaza olur" der... Oysa karşıdaki küçük
ada, dalgayı ve fırtınayı kesiyor... Fatih Terim orta parmağının kopmasına
yol açan o kazaya neden olan halatı sökme ve tekneyle açılma işini her gün
bazen iki posta yapıyor...

Bodrum Türkbükü'nde olan herkes Fatih Terim'in öğlen saatlerinde halatı açıp
tekneyle koyları dolaştığını bilir...

Herkesin de gözü üzerindedir...

Ya buna nazar denmez de ne denir?..

***



Tanıdıklardan öğrendim ki Fatih Hoca'nın kazadan hemen önce parmağının
olduğu yerde ayağı da varmış...

Hoca'ya "Ayağını çek" demişler öyle çekmiş...

Verilmiş sadakaları varmış...

Ama nazar da üstlerindeymiş iki dostumun...

Acil şifalar ve aileleriyle birlikte güzel bir yaz diliyorum onlara...

Geçmiş olsun...

 

 

  _____  

From: md-sorular-bounces at matematikdunyasi.org
[mailto:md-sorular-bounces at matematikdunyasi.org] On Behalf Of dede
Sent: Sunday, May 24, 2009 2:46 PM
To: md-sorular at matematikdunyasi.org
Subject: [MD-sorular] FİYAT

 

Değerli MD yöneticileri;
MD'nin son sayısını incelerken, canım sıkıldı.Hemen her sayfasında
"abone olun, sponsorluk yapın!" feryatlarıyla/ilanlarıyla dolu.
Belli ki "ekonomik kriz" MD'ye teğet geçmemiş, delip geçiyor!
Tek çare var: ZAM YAPMAK!110 sayfalık bu "içerikte ki ciddi bir derginin"
fiyatı, samimi söylüyorum BEDAVA! Bir paket sigara fiyatı.
Denecek ki "fiyat artarsa alıcı sayısı azalır";derginin kapanmasındansa
okur kaybetmesi daha "kabul edilebilir" bir seçenek.Elbet
bu işe "tepeden bakanlar/yönetenler" daha iyi bilir ama, fiyat artışında
"okur" kaybedilebilir,ancak "ekonomik olarak" biraz "nefes alınır"!Şöyle ki:
Geçek sayıları bilmiyorum ama diyelim ki mevcut abone sayısı 8000,
olsun.Yeni fiyat bence 7.5 TL den az olmamalı, bu fiyatta %10 okuyucu
kaybedilse bile basit bir hesapla MD'ye brüt 14 000 TL para kalır ki,
belki nefes aldırır.Zannederim bu düzeyde bir derginin kapanmasındansa,
okuyucu kaybetmesi daha uygun bir seçenektir.(Ekonomik sıkıntı olmasa bile
derginin şu an ki 5 TL fiyatı gerçekten çok az!)Yine en doğru kararı,
bu dergiyi çıkaranların vereceği açıktır.Ben sadece "dışarıdan gazel okuyan"
birisi olarak,basit bir öneri sundum.Derginin kapanmaması dileğiyle;
emek verenlere,devam ettirenlere, mutfaktakilere teşekkürler ve saygılar...
A.Kadir Değirmencioğlu
 

-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://lists.math.bilgi.edu.tr/pipermail/md-sorular/attachments/20090524/0d6f7a94/attachment.htm 


MD-sorular mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi